Bir süredir tatil için ne okumalıyım sorusuna cevap aramaktayım. Son günlerdeki siyasi ve toplumsal karışıklık ve karmaşa içinde bu konuda yazı yazmayı erteledim. Biyografi kitaplarına apayrı bir önem vermekteyim. Kişinin geriye dönüp baktığında hayatının hangi safhalarına projeksiyon tutmaya çalıştığına şahit olmak okur için anlamlı. Bu sayfayı ara ara güncelleyeceğim. Kendi okuduğum kitaplardan öncelikli olarak burada belirtmek daha anlamlı olur kanaatindeyim.
İçindekiler:
- İç konuşma
- Çocukluk Dönemi
- Okul Yılları
- Üniversite Yılları
- Psikiyatrik çalışmalar
- Sigmund Freud
- Bilinçdışını irdeleme
- Yapıtların Oluşumu
- Kule
- Geziler
- İmgeler
- Ölümden sonra yaşam üzerine
- Son dönem düşünceleri
- Geçmişe bakış
Ekler
Açıklamalar-
Jung’un terminolojisine ilişkin
Özet
Daha
çocuk yaşlarında kişilik ve birey ayrımının farkına varan Jung, gençlik yıllarına
doğru bilimin deneyselliğe, din ve felsefenin insancıllığa ve tarihin, kişiliğin
öğrenmesine yardım ettiğini keşfetmiş ve hepsini çalışması gerektiği kararına
varmıştı. Üniversite yıllarında ise, “dışarıda arama; gerçek, insanın içindedir.”
öğretisi ile tanışmış ve “Ruh olmasaydı, ne bilgi ne de sezgi olurdu” anlayışına
sahip olmuştu. Dolayısıyla “giderek deneyimin gerekliliğine inanıyor,
filozofları deneyimi göz önünde bulundurmadan çene yordukları için suçluyordum.”
diyordu.
Sürekli,
insanlara daha fazla yararlı olmak için araştırıyor, okuyor ve gözlemliyordu.
“Psikoterapinin özü yöntem olmadığına göre, psikiyatri eğitimi görmüş olmak
yeterli olmaz. Psikoterapi malzemesini öğrenebilmek için çok uzun yıllar çalıştım.
1909 yılından da önce, simgelerini tanımazsam gizli psikozu tedavi edemeyeceğimi
anlamıştım. Mitoloji öğrenmeye başlamamın nedeni budur.” “Mitler, bilimin ilk
biçimleridir.” Bu araştırmaları onu “Tarih öncesine ait mağaralarda nasıl ki
insanlar gelip oralara el koyana dek genelde hayvanlar yaşamışsa, ruhun ilkel
yanı da, hayvan ruhunun yaşam sınırında sona erer.” bilgisine kadar ulaştı.
Sonunda; “Bilinç düzeyi yalnızca, karşıtların çatıştığı burada, yani dünyadaki
yaşamda daha üst düzeye yükseltilebilir ve bir bireyin metafiziksel görevi de
budur, ama bu olgu “mitoloji üretmeden” elde edilemez. Mitler, bilinçsiz
bilgiyle bilinçli bilgi arasındaki doğal ve vazgeçilmez iletişimi sağlarlar.”
diyerek mitoloji çalışmaya vurgu yaptı.
Buldukları
sonunda “Günümüzde, bizi tehdit eden tehlikenin doğadan gelmediğini, insan ve
kitle ruhundan kaynaklandığını apaçık görüyoruz. Tehlike, insanın ruhundan
kopmuş olmasında.” anlayışına vardı. “Medeniyetimizin getirdiği hoşnutsuzluk, köksüzlüğümüzün
ve geçmişle
bağlantımızın yitmesinin sonucudur.” “Eleştirel mantığın
egemen olduğu oranda, yaşam kısırlaşır; …bilince yükseltebildiğimiz mitleri
kattığımız oranda da yaşama katkıda bulunuruz.”
“Doğayı
tanımayan insanların, gerçeğe dönük olmadıkları için nevrotik olduklarına kuşku
yok. Onlar çocukça bir saflık içindedirler ve nevrozlarını geçirmeye yaramasa da,
onlara yaşamın gerçeklerini, yani herkes gibi insan olduklarını öğretmek
gerekir.” “Ruhsal gelişimin amacının benlik olduğunu anlamaya başladım. Çizgisel
bir evrim yoktu. Merkezin çevresinde dönüp dolaşılıyordu….amaç merkezdi ve herşey
ona yöneliyordu.” Ariadne gibi elime ipliğini verip bana yol gösteren olmadığı
için, simyasal düşünce tarzının labirentlerinde yolumu bulabilmem çok uzun sürdü.”
Kitap’da
aynı zamanda çağdaşları hakkında “Freud, cinselliğin hem Tanrı hem de Şeytan
olan bir numen olduğu düşüncesine biraz daha eğilseydi, biyolojik bir kavramın
sınırları içinde sıkışıp kalmaz, Nietzsche de insanın varoluşunun temellerine sıkı
sıkıya sarılsaydı, zihinsel açıdan aşırılığa kaçıp dünyanın kenarındaki uçuruma
sürüklenmezdi.” açıklarını da bulabilirsiniz.
“Işığı özlemek, bilinçli olmayı özlemek
demektir.” diye Carl Gustav Jung’a insanlığa kattığı görüşleri için teşekkür
ediyorum. Kaynak
Online temin için bakınız.
Biyografisi için bakınız ayrıca daha ayrıntılı bilgi için bakınız.